Hocalarımıza Sorduk

Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi bölümü öğretim görevlisi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yeşim Arat’a sorduk:

Sizin için feminist teori ve pratik ilişkisi ne ifade ediyor? Dersinizde bu ilişkiye dair düşüncelerinizin ne gibi yansımaları oluyor?

Feminist teori pratikten alıyor gücünü ve sonra da feminist pratiğe ışık tutuyor. Özellikle gender and politics (toplumsal cinsiyet ve politika) dersinde amacım feminist pratikten gücünü alan feminist teorilerin, ortodoks siyasal bilim kavramlarını nasıl eleştirdiğini ve dönüştürdüğünü irdelemekti. Mesela demokrasi kavramı. Kadın hareketi bağlamında ortaya çıkan eleştiriler ve bunlar üzerinden üretilen feminist teoriler geleneksel demokrasi kavramının ortodoks siyaset bilimi literatüründe tartışılma biçimini ciddi bir biçimde dönüştürmüştür. Mesela önceleri demokrasiyi engelleyen sebep deyince sadece ekonomik eşitsizliklere bakılırken, şimdi toplumsal cinsiyet boyutunda oluşan eşitsizliklere özel/ kamusal hayat ayrımı sonucu oluşan cinsler arası kaynak eşitsizliklerine de bakılıyor. Özel hayatta ikincil bir rol oynamak üzere toplumsallaştırılmış birisinin kamusal alanda söz sahibi olmaya yarayacak becerilere sahip olmuş birisiyle eşit biçimde kamusal alana katılması zor. Bırakın dayak yiyen birisinin dayak atanla eşit katılım kaynaklarına sahip olmasını, kendisine hep sessiz olması öğütlenmiş, ikincil plana atılmış birisinin daha farklı bir toplumsallaşmadan geçmiş birisiyle eşit şartlarda siyasete katılması da kolay değil.  Bunlar hep feminist pratikle dillendirilmiş ve teoriye ışık tutmuş süreçler.

Bahçeşehir Üniversitesi öğretim görevlisi Yar. Doç. Hande Eslen Ziya’ya sorduk:
BÜ’de yaz okulunda “Psychology of Gender” başlıklı ders açıyorsunuz. Bu dersi açmaktaki amacınız neydi?

Toplumsal cinsiyet ve kadın erkek eşitsizliğinin her alanda olduğunu, herkes tarafından yaşandığını ve kimi zaman yok sayıldığını biliyoruz. Benim verdiğim derslerde ataerkil sisteminin etkilerini anlamaya çalışıp bunu yaparken de eş zamanlı toplumsal cinsiyet ile sınıf, kast, ırk, 1. Dünya ve 3. Dünya gibi hiyerarşiler arasındaki güç ilişkisini ve bunu yaratan değer sistemini sorgulatmaya çalışıyorum

Indiana Üniversitesi Doktora Öğrencisi Suncem Koçer’e sorduk:

Toplumsal cinsiyet başlıklı dersler açan bir akademisyen olarak “toplumsal cinsiyet ve eğitim” başlıklı dersi açmaktaki amacınız neydi?

Bence akademi ve aktivizm arasındaki ilişki verili alınmalı, organik görülmeli. Akademi benim için aktivist gündemlerin gerçekleştirilebileceği platform-
lardan sadece biri. Kültürel ve politik üretim ve dönüşüm nasıl ki sanat, siyaset ve benzeri alanlarda, hatta gündelik pratiklerin içinde var olabiliyorsa, akademi de benzer bir alan, dönüştürücü bir platform/sahne teşkil ediyor diye düşünüyorum. Dolayısıyla özel olarak toplumsal cinsiyet ile ilgili bir ders vermek/almak bizlere kuramsal lensler sağlamak, içine doğduğumuz ve sürekli ürettiğimiz/tükettiğimiz kültürel kodları daha sistemli ve bilimsel biçimde sorgulamak, eleştirel bir farkındalığa ulaşmak açısından çok önemli. BÜ’de verdiğim toplumsal cinsiyet dersini önerirkenki amacım öğrencilerimle birlikte bu kuramsal lensleri edinip sağlamlaştırmak, yaşam pratiği içerisinde ve özellikle eğitim kurumları aracılığıyla kemikleşen, sağlamlaşan sembolleri sorgulamayı öğrenmek ve toplumsal cinsiyet rollerimize yeniden üçüncü bir gözle bakıp eleştirel yaklaşımı benimsemekti.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir